
Sadece okçuluk için eğitim ve hizmet veren kurumlara Dünya Tarihi boyunca yalnız Osmanlı dünyasında rastlanmaktadır. Ve bu alanlara; “Okmeydanı” veya “Okçular Tekkesi” denmektedir.
Okmeydanı’nın yönetiminden birinci derecede sorumlu olan en yetkili kişi ise meydan şeyhidir. Meydan da her zaman dinî bir saygı ve inanç hakimdir, fakat buradaki “şeyh” sözü bir “post nişîn” i anlamına gelmez; reis demektir. Tekke ve dergâh sözleri içinde bu böyledir. Burası aslında kemankeşlerin sohbet ettikleri, yemek yedikleri bir spor kulübüydü.
Tekkeler, tarihte sadece tarikat mensupların toplanma yeri değil kimi sporların yapıldığı, sanatların icra edildiği alanlardı. Kısaca hayatın yaşandığı yerlerdi diyebiliriz.
Okmeydanı Tekkesi her sene Hıdrellez günü olan 6 Mayıs’ta açılır ve burada altı ay boyunca her Pazartesi ve Perşembe günü ok talimi yapılırdı. Ok taliminin yanı sıra, sırıkla hendek atlamak, kılıç müsabakaları, cirit, tomak, matrak gibi oyunlar da bu alanda icra edilirdi. Okmeydanı Tekkesi bir anlamda Ahi geleneğinin devam ettirildiği bir spor kulübü işlevi ile yükümlüydü. Bir okçuyu Okmeydanı’na almak, ok atma izni vermek veya alandan ihraç etmek, ancak tekke şeyhinin izniyle mümkündü. Meydan mescid kadar kutsal sayılır, oraya abdestsiz veya içkili olarak girilmezdi.
Bu kurumun kendine özgü kuralları olduğunu biliyoruz. Mesela giriş kapısının üzerinde "Edep Ya Hu", çıkış kapısında da "Hiç" yazısının olduğunu söylerler. Edep bir Kemankeşin en önemli vasfı olmalıdır.
Kemankeş olabilmek de hiç kolay değildi. Kemankeşliğe talip olan kişi şeyhten izin alır ve namaz kılarak çalışmalara başlardı. Okmeydanı dünyanın en elit ve en kadim spor müessesi olmanın yanında bir disiplin, adap ve erkân ocağıydı. Ahlaki değerlere önem verilir sevgi, saygı, edep sınırları içinde hareket etmeyenler tekkeden ve bu sporla uğraşmaktan men edilirdi.
Bir okçuyu “Okmeydanı”na almak, ok atma izni vermek veya alandan ihraç etmek, tekke şeyhinin iznine bağlıydı.
Tarihi "Okmeydanı Okçular Tekkesi "İstanbul’un üç büyük dua alanından birisi olma özelliğini ihtiva eder. Eyüp Sultan, Ayasofya ve Okmeydanı Okçular Tekkesi halkın savaş veya felaket durumlarında toplu halde dua ettiği mukaddes alanlardandır. Tekkenin bilinen ilk şeyhi Şeyh Hamdullah Efendi’dir. Yine arşiv kayıtlarına göre son şeyhi ise 1904 yılında atanan Muti Efendi’dir.
II. Beyazıt devrinde meydan genişletilmiş̧ Okçular Tekkesi, Müştemilatı ve Camii yaptırılmak suretiyle alan organize edilmiştir. Okçular Tekkesi, şehzadelerin sünnet törenlerinin gerçekleştirildiği, büyük şölenlerin, gösterilerin düzenlendiği bir alan olma özelliğini de taşımaktadır. Sultan III. Ahmed’in şehzadelerinin sünnet töreninin burada yapıldığı bilinmektedir. Surname adlı eserde bu törenlere ve Okmeydanı Okçular Tekkesi’ne ait birçok minyatür bulunmaktadır. Asırlar boyu ayakta kalmayı başaran bu yapı zaman zaman bakım ve onarım görmüş genişletilerek bazı eklemeler yapılmıştır. Padişahların, önemli devlet adamlarının, askerlerin ve halkın büyük ilgi duyduğu kurum ok ve yayın savaş alanlarından çekilmesinden sonra spor sahasında faaliyetlerini devam ettirmiştir.